Drenaj, zemindeki (topraktaki) fazla suyun yüzey veya yüzey altı kanal, boru veya diğer sistemler ile itilerek atılmasıdır.
Yapıya zeminden gelen veya yapının üstünden gelen su yapıya hidrostatik basınç yaratır. Suyun neden olabileceği bu fazla basınç, nem ve sızıntı problemlerini engellemek gerekir.
Mantıksal olarak suyun, temel döşeme betonu altındaki bir kottan yukarı çıkmasını önlemek ve döşeme betonunda görülür hale gelmesini engellemek için yapılan en sık uygulamalardan biri, drenajdır. Teorik olarak doğru bir yaklaşım olan drenajın, uygulama aşamasında yapılan muhtelif hatalar ve ve doğurduğu çok ciddi sorunlar vardır.

Şöyle ki;
1.Ancak, drenajın düzgün bir eğilimle bir kanala bağlanması gerekir. Hiç bir yere bağlanmamış veya ters eğilimle tertiplenmiş bir drenajın anlamı yoktur. Bu çok sıklıkla görülen bir hatalı uygulamadır.
2.Drenaj üstündeki dolgunun özenle seçilmesi gerekir. Drenaj borusunun ezilmemesi, tıkanmaması gerekir.
3.Binanın oturduğu zeminin yapısı önemlidir. Drenaj yumuşak zeminlerde son derece tehlikeli olabilir(aynı hata döşemede kuyu açıp pompa ile su çekilerek yapılmaktadır,).Siz binanın çevresinde bir su hareketi sağlıyor iseniz, hareket halindeki su beraberinde yumuşak, sürüklenebilir malzemeleri de taşıyacağından yapının taşıyıcı sisteminin altını boşaltabilir. Bu da, yapının statik durumunu etkiler, binayı deprem kuvvetlerinin ve zamanın yıpratıcı etkilerine karşısında çok daha tekinsiz kılar.
4.Zemin homojen olmayabilir. Yapının bir bölümü, kaya veya kil gibi suyun geçemeyeceği bir toprak katmanı üzerinde, diğer bölümü de geçirimli bir katman üzerine inşa edilmiş olabilir.Bu durumda da drenaj kısmi olarak görev yapar.Diğerbölgelerde işlevi yoktur. Bu nedenle drenaj yapılması riskli ve her zaman aynı doğru sonucu vermeyen bir palyatif yaklaşımdır
